tarhana

Kullanım örnekleri

tarhana
soup with dried yoghurt
icon arrow

soup

Phonetic: "/suːp/"

Part Of Speech: noun


Definition: Any of various dishes commonly made by combining liquids, such as water or stock with other ingredients, such as meat and vegetables, that contribute flavor and texture.

Example: Pho is a traditional Vietnamese soup.


Definition: Any mixture or substance suggestive of soup consistency.

icon arrow

soup

Phonetic: "/suːp/"

Part Of Speech: verb


Definition: To feed: to provide with soup or a meal.


Definition: To develop (film) in a (chemical) developing solution.

icon arrow

with

Part Of Speech: adverb


Definition: Along, together with others, in a group, etc.

Example: Do you want to come with?

icon arrow

with

Part Of Speech: preposition


Definition: Against.

Example: He picked a fight with the class bully.


Definition: In the company of; alongside, close to; near to.

Example: He went with his friends.


Definition: In addition to; as an accessory to.

Example: She owns a motorcycle with a sidecar.


Definition: Used to indicate simultaneous happening, or immediate succession or consequence.

Example: Jim was listening to Bach with his eyes closed.


Definition: In support of.

Example: We are with you all the way.


Definition: In regard to.

Example: He was pleased with the outcome.


Definition: To denote the accomplishment of cause, means, instrument, etc; – sometimes equivalent to by.

Example: slain with robbers


Definition: Using as an instrument; by means of.

Example: Find what you want instantly with our search engine.


Definition: Using as nourishment; more recently replaced by on.


Definition: Having, owning.

Example: It was small and bumpy, with a tinge of orange.


Definition: Affected by (a certain emotion or condition).

Example: He spoke with sadness in his voice.


Definition: Prompted by (a certain emotion).

Example: green with envy; flushed with success

icon arrow

dried

Phonetic: "/dɹaɪd/"

Part Of Speech: adjective


Definition: Without water or moisture, said of something that has previously been wet or moist; resulting from the process of drying.


Definition: Usually of foods: cured, preserved by drying.

Example: dried fish; dried fruit


Definition: Sold raw and unprocessed.

Example: dried lentils

icon arrow

dried

Phonetic: "/dɹaɪd/"

Part Of Speech: verb


Definition: To lose moisture.

Example: The clothes dried on the line.


Definition: To remove moisture from.

Example: Devin dried her eyes with a handkerchief.


Definition: To be thirsty.


Definition: To exhaust; to cause to run dry.


Definition: For an actor to forget his or her lines while performing.

icon arrow

yoghurt

Part Of Speech: noun


Definition: A milk-based product stiffened by a bacterium-aided curdling process, and sometimes mixed with fruit or other flavoring.


Definition: (especially in compounds) Any similar product based on other substances (e.g. soy yogurt).

Ücretsiz İngilizce-Türkçe Çevirmen

Çevirilerinizi daha da iyi hale getirmek için özel olarak tasarlanmış arayüzümüzün yeni özelliklerine göz atın. Doğal olarak, hizmetimiz ücretsiz kalır ve ayrıca bir uygulama olarak da mevcuttur. Tüm özellikler, çeşitli ortak dillerin kombinasyonları için yerel olarak mevcuttur. Diğer özellikler ve dil kombinasyonları aşağıdadır. Hangi dile çeviri yaparsanız yapın, ortaya çıkan metin çevrimiçi sözlüğümüze bağlanır. Anlamları ve diğer cümlelerdeki kullanımları hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, çıktı metin kutusundaki tek tek kelimeler ayrıntılı olarak analiz edilir. Her şey tamamen ayrıntılı ve gerekirse test edilmiştir!

Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.Çevirinize ince ayar yapmak için yerleşik sözlükleri kullanın: Tek tıklamayla eşanlamlılar ve örneklerle bağlam içi çeviriler, anlamlar, telaffuz ve diğer dil özelliklerinde sorunsuz bir şekilde uzmanlaşmanıza yardımcı olur. Kesinlikle ücretsiz, hızlı ve doğru çevirmen!İngilizce, dünyada yaklaşık 1,5 milyar insan tarafından konuşulmaktadır. Dünyada en çok konuşulan dildir. 1.000.000'den fazla kelime var! Türkçe, Türkiye'de, Kuzey Kıbrıs'ta yaklaşık 80 milyon kişi ile Avrupa ve Kuzey Amerika'daki göçmen toplulukları tarafından konuşulmaktadır. Yaklaşık 88 milyon konuşmacı ile en çok konuşulan Türk dilidir. Türk dili, Türkiye'nin batısında yer alan Anadolu'da ortaya çıkmıştır. Şu anda, bu iki hacimli ve harika dildeki çevirilerle hızlı, rahat ve ücretsiz çalışmanız için size profesyonel çevirmenimizin işlevselliğini sunuyoruz!